“`html
Hazır Giyim Sektöründe Kritik Durum ve Acil Çözümler
Ekonomim’in haberine göre, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay, bu yılın ilk dört ayında kaydedilen zararların ardından, hazır giyim sektörünün karşılaştığı zorlu durumu ele almak amacıyla bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Narbay, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Türk hazır giyim sektörü, tekstil endüstrisiyle beraber ülkemizin temel dinamiklerinden biridir. Yaklaşık 1 milyon kişiye istihdam sağlarken, 50 milyar dolarlık bir üretim gerçekleştiriyoruz. Ancak son zamanlarda yaşanan ekonomik krizler ve uygulanan politikalar, sektörümüzü sürdürülemez bir noktaya sürüklemiştir. Tek başımıza bu krizin üstesinden gelmemiz pek mümkün görünmemektedir. Bu nedenle, devlet desteğinin sağlanması artık bir seçenek değil, zorunluluk halini almıştır.”
HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNÜN SON GÖRÜNÜMÜ
2022-2024 döneminde resmi olarak açıklanan enflasyon oranı %138 olarak belirlenirken, bu süreçte asgari ücrete %249, politika faizine ise %258 oranında artış yaşanmıştır. Bu rakamlar, ekonomideki fiyat artışlarının, resmi enflasyon rakamlarının tahmin ettiğinden çok daha derin ve karmaşık olduğunu göstermektedir. Yüksek asgari ücret artışına rağmen, çalışanların alım gücünde belirlenen iyileşmeler gözlemlenmemektedir, bu durum veriler ile günlük yaşam arasındaki çelişkileri ortaya çıkarmaktadır.
Maliyetlerimiz son 2 yılda %249 oranında artarken, döviz kurundaki artış yalnızca %101 civarında kalmıştır. Bu fark, sektör açısından büyük bir gelir-gider dengesizliğine yol açmıştır. Yatırımlarla sağlanan verimlilik, yenilikçilik ve markalaşmaya yönelik çabalarımız, bu tür bir kaybı kapatmakta yetersiz kalmaktadır. Resmi enflasyon verilerine göre dahi, sektörümüz dolar bazında %27 oranında ek maliyet taşımaktadır, bu da uluslararası arenada rekabet gücümüzü önemli ölçüde zayıflatmaktadır. Türk hazır giyim ürünleri, Uzak Doğu ülkelerine göre %60, Kuzey Afrika’ya oranla ise %45 daha pahalı hale gelmiştir.
DÖVİZ BAZINDA YÜKSEK FAİZ ÖDEMEKTEYİZ
2024 yılı için politika faizinin %50 olarak belirlenmesi, bileşik faiz oranını %63,2’e ulaştırmıştır. Bununla birlikte, döviz kuru sepetindeki artış %16 düzeyinde kalmıştır. Bu durum, döviz bazında yaklaşık %40,5 oranında reel faiz ödendiği anlamına gelmektedir. Hâlihazırda döviz bazında yüksek faiz ödemeye devam etmekteyiz.
Mevcut ekonomik politikalar, kur artışlarını baskılayarak enflasyonu kontrol etmeye yönelik bir strateji izlemektedir. Ancak, geçen yıl döviz kuru sepetindeki %16’lık artışa rağmen enflasyonun %44 olarak gerçekleşmesi, bu politikaların etkinliği hakkında soruları gündeme getirmektedir. Ayrıca, yüksek faiz oranları, mal fiyatlarını artırarak nihai tüketiciye yansımaktadır. Örneğin, 6 ay vadeli teslimatlarda %60’a varan ticari faiz maliyetleri, üreticilerin fiyatlarına %30’un üzerinde ek yük getirmektedir ve bu, enflasyona doğrudan geçiş yapmaktadır.
İthalatçıların kullandığı forward kur hesaplamalarında faiz de önemli bir unsur teşkil etmektedir. Bu fiyatlama yöntemi, ürün fiyatlarını doğrudan etkilemekte ve Avrupa’da 10 Euro’ya satılan bir ürünün ülkemizde 14-15 Euro’dan satılmasının sebebidir.
Hedeflenen 1 yıl sonrası enflasyon oranı %25 olarak belirlenirken %46 faiz ödenmesi, parasal genişlemenin enflasyonist baskı oluşturduğunu göstermektedir.
Tüm bu sebeplerle, mevcut politikaların ihracatçının rekabet gücünü zayıflattığı ve kalıcı enflasyon düşüşüne engel teşkil ettiğini düşünüyoruz. Üretim ve ihracatı merkez alan yeni bir değerlendirme sürecine ihtiyaç olduğunu açıkça belirtmekteyiz.
SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇÖZÜMLER İÇİN ACİL DESTEK ÖNERİLERİ
Hazır giyim sanayimizin krizden çıkması için acil bir destek paketi hazırlamamız gerekmektedir. TGSD olarak, yakın zamanda kamuoyuna sunduğumuz destek önerilerinin 3 kritik maddesi şu şekildedir:
- İHRACATTA %10 DESTEK: Mevcut kur dönüşüm desteği, %3 oranındadır; ancak bu oran, ithalat oranı yüksek olan sektörlere avantaj sağlarken, yüksek yerli katkı sunan hazır giyim gibi sektörlerin rekabetçiliğini düşürmektedir. Bu nedenle, kur dönüşüm desteği, sektör özellikleri dikkate alınarak net ihracat üzerinden %10’a yükseltilmelidir.
- FAİZLER DÖNEM SONUNDA ÖDENMELİ: KGF veya düşük teminatlandırma ile krediye erişim güçlüğü çeken firmalara destek sağlanmalıdır. Eximbank kredilerinin 2018 düzeyine geri getirilmesi gerekmektedir.
- TÜM FİRMALAR İÇİN DESTEK: Alt ölçekli firmaların sürdürülebilirliği için büyük ölçekli firmalara verilen desteklerin benzer şekilde tüm sektör işletmelerine uygulanması şarttır.
Bu önlemler, iki yıl üst üste zarar eden ve öz kaynaklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan firmalarımızın nefes almasına yardımcı olacaktır.
DESTEK OLMADAN BAŞARILI OLMAK ZOR
Hazır giyim sektörü olarak ülkemizin ekonomik kalkınmasına ve istihdamına katkıda bulunmaya devam etmeyi arzuluyoruz. Ancak mevcut koşullarda, bu çabaların sürdürülebilirliği için devlet desteği şarttır. Yetkilileri, önerilerimizi değerlendirmeye ve sektörümüz için acil destek paketinin hayata geçirilmesine davet ediyoruz. Aksi takdirde, sektörümüzün elde ettiği küresel başarılar tehdit altında olup, müşteri kayıpları ve iflas durumlarıyla yüz yüze gelme riski taşımaktadır.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği olarak, sektörümüzün geleceğini korumak ve ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmak adına kamu ve finans kurumlarıyla işbirliği yapmaya hazırız.
“`