Milli Eğitim Bakanı Tekin, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nin açılışında konuştu Açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Eğitim sistemimizi hem bilimsel ve pedagojik ilkelerle temellendirilmiş hem de milletimizin köklü değerleriyle harmanlanmış medeniyet iddiamızı diri tutan bir yaklaşımla inşa ediyoruz. Çünkü kimliksizleştirilen nesiller aidiyet duygusunu, tarih şuurunu ve millet olma bilincini kaybederek kendi varoluşlarına da yabancılaşırlar.” dedi.

Bakan Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı, Esenyurt Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, 2024-2025 eğitim öğretim yılı bahar döneminin başlamasıyla yeni bir sürecin adım atan milyonlarca öğrencinin, büyük bir fedakarlık ve adanmışlıkla görev yapan öğretmenlerin ve yavrularını en güzel şekilde yetiştirmek için çaba gösteren velilerin heyecanını ve umutlarını yürekten paylaştığını söyledi.

Yeni eğitim öğretim yılının, bütün öğrencilere, öğretmenlere ve velilere hayırlı olmasını dileyen Tekin, “Eğitimi yalnızca bireysel başarılarla ölçülen bir alan olarak görmek, onu dar bir çerçeveye hapsetmek, insanı mekanik bir varlık, toplumu da tüketim odaklı bir organizma olarak tasarlamak demektir. Oysa eğitim yalnızca diploma veren ya da kariyer basamaklarını hızlandırmayı sağlayan değil milletimizin ruhunu, ahlakını ve kültürel mirasını koruyarak ihya eden, toplumsal hafızamızı diri tutan köklü bir medeniyet bilinciyle şekillenen bir süreçtir.” diye konuştu.

Bugün eğitim denildiğinde yalnızca bireysel rekabetin ekonomik verimliliğini ve diplomayı merkeze koyan bir zihniyetle karşı karşıya olduklarına dikkati çeken Tekin, insanın bu zihniyetle köksüz, bağlamsız, kimliksiz ve tarih bilincinden yoksun bir özneye indirgendiğini vurguladı.

Tekin, eğitimin de sadece ona teknik beceri kazandıran bir mekanizmaya dönüştürüldüğünün altını çizerek, “Hal böyle olunca eğitim, yüzyılları aşan birikimi aktarmak ve insanı hakikatin izinde yürüyen bir şahsiyet olarak yetiştirme ideali değil bireyi köklerinden ve fıtratından uzaklaştırarak onu tüketim kültürünün edilgen bir parçası haline getiren bir araç halini alıyor. Oysa bizler biliyoruz ki maarif, insanı insan kılan, ona kökleriyle bağ kurmayı, ruhunu mayalamayı ve aynı zamanda geleceğe yön vermeyi öğreten kutlu bir mefkuredir.” ifadesini kullandı.

Yusuf Tekin, eğitimi medeniyet iddiasından koparmanın toplumu hafızasız, bireyi ise aidiyetsiz bırakmak olduğunu anlattı.

Bu nedenle eğitimi, evrensel, bilimsel ve insani bireysel gelişimi esas aldığı kadar toplumsal hafızayı koruyan bir sistem olarak da inşa etmeye gayret gösterdiklerine işaret eden Tekin, “Eğitim sistemimizi hem bilimsel ve pedagojik ilkelerle temellendirilmiş hem de milletimizin köklü değerleriyle harmanlanmış medeniyet iddiamızı diri tutan bir yaklaşımla inşa ediyoruz. Çünkü kimliksizleştirilen nesiller aidiyet duygusunu, tarih şuurunu ve millet olma bilincini kaybederek kendi varoluşlarına da yabancılaşırlar. Geçmişinden koparılan bir nesil köksüzleşir. Kendini ait olduğu toplumu ve yön vermesi gereken geleceği kaybeder.” değerlendirmesinde bulundu.

“2002’den beri süregelen yükselişimiz son PISA ve TIMMS sonuçlarıyla bir kez daha teyit edildi”

Tekin, son 23 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destek ve himayelerinde insanı bütün yönleriyle yetiştirmeyi esas alan, yalnızca akademik başarılarla değil ahlak ve fikri derinlikle kuşatan bir eğitim sistemi inşa etme yolunda tarihi adımlar attıklarını anımsattı.

“Bu süreçte eğitimi sadece fiziki yatırımlarla değil, öğrencisinden öğretmenine, teknolojik altyapısından müfredatına kadar geniş bir çerçevede ele alınan bütüncül bir eğitim ekosistemi anlayışıyla yeniden şekillendirdik” diyen Tekin, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendiren politikaları hayata geçirirken okulları modern imkanlarla donattıklarını, öğretmenlerin niteliğini arttıracak reformlar gerçekleştirdiklerini, sınıf mevcutlarını azaltıp, derslik sayılarını artırarak ve teknolojiyi eğitimin ayrılmaz bir parçası haline getirerek bilgiye erişimi kolaylaştıran, bireysel gelişimi destekleyen güçlü bir altyapı oluşturduklarını bildirdi.

Hayata geçirilen eğitim politikalarının ve reformların sağlam bir zemine yerleştiğini uluslararası ölçekte de gördüklerini anlatan Tekin, “2002 yılından beri süregelen yükselişimiz son PISA ve TIMMS sonuçlarıyla bir kez daha teyit edilmiş oldu. Bu raporlarda açıkça Türkiye’nin başta matematik ve fen bilimleri olmak üzere son 20 yılda dünyada en istikrarlı yükseliş gösteren ülkelerden birisi olduğu açıkça ifade edilmektedir.” bilgisini paylaştı.

Gelinen noktayı yeterli görmediklerine işaret eden Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğitimde elde ettiğimiz bu ivmeyi daha kapsayıcı, daha derinlikli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bu anlayışın en büyük tezahürü olarak Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni hayata geçirdik. Müfredatımızı katı bilgi aktarımlarından uzaklaştırarak beceri temelli bir öğrenme sürecine dönüştürmeyi, öğrencimize kendi yaşamıyla içinde bulunduğu toplumla ve küresel gelişmelerle bütünleşen bir eğitim sunmayı amaçladık ve bilgiyi birbirinden kopuk kompartımanlar halinde değil hayatın doğal akışı içinde ilişkilendirerek sunan disiplinler arası bir perspektifle kurgulanmış esnek ve dinamik bir yapı inşa ettik. Bu çerçevede yeni müfredatımız tarihimizi bir bütün halinde ele alan, milli iradenin güçlenmesine katkı sunan, özgür düşünmeyi teşvik eden bilimde, sanatta, teknolojide ve sosyal yaşamda yetkin bireyler olarak yetiştiren bir vizyon taşımaktadır.”

Bakan Tekin, “Türkiye Yüzyılı” vizyonuyla Türk milletinin köklü değerleriyle yoğrulmuş bir nesil yetiştirme idealinin sistematik bir şekilde hedef alındığını ifade etti.

“Bu milletin evlatlarını fikriyle özgür, ruhuyla güçlü, ahlakıyla sağlam bireyler olarak yetiştirme irademizden asla vazgeçmeyeceğiz”

Maarif sistemini sabote etme ve eğitimde atılan devrim niteliğindeki adımları gölgelemek için var gücüyle çalışanlara bazı sorular sormak istediğini aktaran Tekin, şunları kaydetti:

“Siz nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz? Tarihine yabancılaşmış, kendi kimliğini reddeden, küresel akımlara teslim olmuş bir Türkiye mi istiyorsunuz? Milli ve manevi değerlerini özümseyen erdemden, ahlaktan ve toplumsal sorun bilincinden yoksun nesiller yetiştiren bir eğitim sistemi mi istiyorsunuz? Bu milletin evlatlarını fikriyle hür, vicdanıyla güçlü, irfanıyla derin nesiller olarak yetiştirme idealimizden de rahatsızsınız? Eğitim sistemimizi yıllarca ideolojik dayatmalara mahkum eden çarpık zihniyetin artık hükmünü yitirmiş olmasından mı kaygı duyuyorsunuz? Öğretmenlerimizi eğitimde özne kılmak, sınıfları aktif öğrenme ortamlarına dönüştürmek yerine tekdüze ve mekanik bir öğretim anlayışına mahkum eden bir Türkiye mi arzu ediyorsunuz? Tarihini parça parça öğrenen değil, bütüncül bir perspektifle kavrayan Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, Kurtuluş Savaşı’ndan bugüne kadar büyük yürüyüşünü idrak eden bir nesil yetiştirmemizden mi rahatsızsınız? Mavi Vatan’ı, Gök Vatan’ı, savunma sanayisindeki büyük yatırımlarımızı öğrenmeyen, yerli ve milli üretime değil ithalata bağımlı zihniyetli nesilleri yetiştiren bir eğitim anlayışını mı savunuyorsunuz? Bizi çağın ilerisinde 22. yüzyıl becerileriyle donanmış nesiller yetiştirmeye çalıştığımız için mi eleştiriyorsunuz? Yoksa teknolojiye yön veren değil, onu sadece tüketen, bağımlı nesiller yetiştiren bir Türkiye mi arzu ediyorsunuz? Daha adil, daha özgür, daha güçlü bir Türkiye inşa eden bir eğitim sisteminden mi rahatsızsınız? Milletin iradesine keyif vuran, kendi geleceğini inşa edemeyen, bağımlı ve yönlendirmeye açık bir Türkiye mi istiyorsunuz? Daha açık bir şekilde ifade edeyim. Kendi tarihini özümseyen, değerleriyle barışık, çağın gereklerine hakim nesiller yetiştirmemizi istemeyenler neye hizmet ettiklerini ve neyi arzuladıklarını milletimize açıkça açıklamak zorundadırlar. Ama biz buradayız, bu milletin evlatlarını fikriyle özgür, ruhuyla güçlü, ahlakıyla sağlam bireyler olarak yetiştirme irademizden asla vazgeçmeyeceğiz.”

Related Posts

Mansur Yavaş: Adaletin terazisini yeniden kurmaya ant içtik

Mansur Yavaş, Demokrasi ve Adaletin 100. Kara Gününde “100 KARASI” Toplantısı’na mesaj yayımladı.

Tuncer Bakırhan’dan İzmir’deki operasyonlara sert tepki: ‘Bu akıl tutulmasına son verilmeli!’

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu. Bakırhan, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleşecek görüşmeye ilişkin, “Sayın Erdoğan ile yapacağımız görüşme ile herkesi kapsayan demokrasi, hukuk ve iç barışı sağlayacak bir yol haritasının çıkmasını umut ediyoruz” ifadelerini kullandı. Ayrıca Bakırhan, İzmir’de CHP’ye yönelik düzenlenen operasyonlara tepki göstererek, “Eğer bir şeyiniz varsa sandıkta bunun hesabını görürsünüz. Bu akıl tutulmasına son verilmeli” ifadelerini kullandı.

Şort kazasını dünya konuşmuştu: İş teklifleri yağıyor

ABD’li engelli koşucu Chris Robinson, Çekya’nın Ostrava kentinde 24 Haziran’da düzenlenen Golden Spike yarışlarında talihsiz bir ‘kıyafet kazası’ yaşamasına rağmen hem yarışı kazandı hem de yeni iş fırsatlarının kapısını araladı…

Nagehan Alçı: Kurultay davasında erteleme kararı Kılıçdaroğlu ve hükûmeti memnun etti, CHP yönetiminin eli kolu bağlandı

Nagehan Alçı: Kurultay davasında erteleme kararı Kılıçdaroğlu ve hükûmeti memnun etti, CHP yönetiminin eli kolu bağlandı

ABD’de uçak kazası: Havalandıktan dakikalar sonra yere çakıldı

ABD’nin Ohio eyaletinde küçük bir uçak havalandıktan dakikalar sonra düştü. Kazada 6 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

İtalya’dan tarihi karar: 2028’e kadar 500 bin yabancı işçiye vize!

İtalya, işgücü krizini aşmak için yasal göç yollarını açıyor. Meloni hükümeti, 2026-2028 arasında AB dışı ülkelerden 500 bine yakın kişiye çalışma vizesi verecek.